Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap diyebileceğim bir kitap. Okurken mest oldum adeta kayboldum yazarın kaleminde. Vakit nasıl geçti, sayfalar nasıl çabucak bitti farkında bile değildim.
Kitabı üye olduğum bir kitap sitesinde en çok okunanlar listesinde görmüştüm hiç fikir sahibi olmadan eklemiştim sipariş listeme ve iyi ki de öyle yapmışım hiç fikir sahibi olmadan almışım. O yüzden bende sürprizbozan vermeden yazmaya dikkat edeceğim.
Kitabın ilk sayfasını açtığımda biraz korktum çünkü kitabın ilk cümleleri Osmanlıca kelimelerden oluşuyordu, dedim kendi kendime bakmadan incelemeden alırsan böyle olur. Sonra diğer sayfalara geçtikçe kitabın dili sadeleşti ve akıcı bir dil oldu.
Osmanlı'nın sosyolojik yapısına ait güzel detaylar vermiş yazar bize. Özgün daha önce hiç duymadığım okumadığım hikayeler vardı. Arap İhsan, Vardapet, Kubelik, Alibaz, Uzun İhsan Efendi gibi değişik karakter isimleri böyle gözünüzü kapattığınızda o kişileri hayal ederek canlandırabilirsiniz. Kitapta mizahta var her şeyden az az var yani.
Kitap tarih ve felsefe arasında orta bir yerde. '' Düşünüyorsam öyleyse varım '' görüşü üzerinden bir vurguyla başlıyor hikayemiz. Kitap çok zekice tasarlanmış. Her karakter bir yerden birbirine bağlanıyor. Hikaye başlıyor diyorsun ki ne alaka? sonra yazar onu o olaya veya her hangi bir kişiye bağlıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder